Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Yarısı Bizden' kampanyasındaki destek tutarlarımızı artırıyoruz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, "27 Nisan Pazar günü, Cumhurbaşkanlığı seçimi bahane edilerek, milli iradeye yapılan hadsizliğin 18'inci seneidevriyesiydi. Meclis iradesini ve hukuku hiçe sayma girişimi karşısında çok net bir duruş sergileyerek, milletin emanetine ve Türk demokrasisine cesaretle sahip çıktık. Daha sonra görüldüğü üzere o gün aslında tarihin akışını da değiştirdik. 7 Şubat MİT krizi, Gezi olayları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'un başarısız olmasının gerisinde, 27 Nisan gecesi aldığımız yürekli tavır vardır. Bundan sonra da demokrasimize vesayetin gölgesinin düşmesine izin vermeyeceğiz" dedi.

 

'NEYİ EKSİK YAPTIĞIMIZA ODAKLANACAĞIZ'

 

AK Parti'nin milletin kurduğu bir parti olduğunu belirten Erdoğan, "Hep söylediğimiz gibi, AK Parti milletin kurduğu, milletin büyüttüğü, girdiği her mücadeleden milletin desteğiyle galip çıkmış bir partidir. AK Parti’nin bir sahibi varsa o da milletimizin bizatihi kendisidir. Her kim bu açık hakikati unutursa ve önemsemezse, karşısında önce bizi, sonra da milletimizi bulur. Yaşadığımız sıkıntıları, kayıpları, hedeflerimizle aramızdaki mesafeyi bu açıdan okumak zorundayız. Yani, kabahati asla millette aramayacak, hep kendimize bakacağız. Neyi eksik yaptığımıza, neyi yanlış yaptığımıza, neyi yarım yamalak yaptığımıza odaklanacağız" ifadelerini kullandı.

 

'SİYASİ BELEŞÇİLİK, MUHALEFETİN TARZIDIR'

 

AK Parti olarak sürüklenen değil inşa eden, kuran ve yönlendiren tarafta olduklarını dile getiren Erdoğan, "Siyasi beleşçilik ülkemizdeki muhalefetin tarzıdır, işidir, hevesidir. Bunlar; ülkeleri, milletleri, şehirleri için hiçbir hayalleri, hiçbir vizyonları, hiçbir programları, projeleri olmadığı halde, her seçimde iktidara gelme hevesine kapılırlar. Son örneğini 2023 seçimlerinin ardından gördüğümüz üzere; sandıkta seçmenden tokadı yiyince de başlarlar millete hakaret etmeye, milleti aşağılamaya, milleti suçlamaya. Kendilerinin, içinde hiçbir şey olmayan 'boş çuval' gibi ayakta durmalarının mümkün olmadığını görmek, kabullenmek istemezler" diye konuştu.

 

'PARTİSİNİ VE ÜLKESİNİ UTANDIRIYOR'

 

Türk demokrasisinin kalitesini düşüren temel sorunlardan birinin toksik muhalefet anlayışı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP, Meclis'teki sandalye sayısına göre ülkenin en büyük muhalefet partisi. Toplumun siyaset kurumuna güveninin artırılmasından en az iktidar partisi, en az bizim kadar onlar da sorumlu ama CHP'nin başındaki zata bakıyorsunuz, FETÖ’cülerin üfürükleri ve üçüncü sınıf sokak dedikodularıyla siyaset yaptığını sanıyor. Liseli gençlerimizi kullandırtmadığı için Milli Eğitim Bakanımıza, ekonomimize yönelik oyunlarını bozduğu için Hazine ve Maliye Bakanımıza, yalanlarını yüzlerine vurduğu için İçişleri Bakanımıza, yolsuzluk iddialarının üzerine korkusuzca gittikleri için yargı mensuplarımıza, sokak terörüne izin vermedikleri için emniyet güçlerimize saldırarak, ucuz yollardan gündeme gelmeye çalışıyor. Batıdaki hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük operasyonlarına alkış tutarken; kendi partisini 'ahtapot' gibi saran rüşvetçileri, arsızları, sahtekarları demokrasi kahramanı ilan ediyor. Yabancı medya kuruluşlarına salya sümük ağlayarak, sadece kendisini değil; partisini ve ülkesini de utandırıyor. Ettiği lafların içi tamamen boş. Nezaket deseniz, hak getire. Üslup deseniz, neye benzetsek ona haksızlık edeceğimiz derecede berbat. Buradan; şahsımız, kabine üyelerimiz ve çalışma arkadaşlarımıza yaptığı hakaretleri, kullandığı çirkin ve seviyesiz ifadeleri, CHP Genel Başkanı ve şürekasına misliyle iade ediyorum. Kusura bakmasın, biz ne kimseye hürmetsizlik ederiz; ne de yol ve dava arkadaşlarımıza edepsizlik yapılmasına sessiz kalırız" dedi.

 

'CUMHURBAŞKANI OLACAKTI, ŞAİBELİ BİR ŞEKİLDE TARİH OLDU'

 

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel'in, aklına her estiğinde kendince meydan okuduğunu söyleyerek, "Senin siyaset seviyen, bırakınız bizi, bırakınız buradaki heyeti, herhangi bir şehrimizin herhangi bir mahallesindeki parti temsilcimizin bile fersah fersah gerisinde. Bir de kalkmış, bu perperişan haliyle cumhurbaşkanlığı adaylığı peşinde koşmaya başlamış. Ondan önceki de aynı hevesle kurmadık masa, çalmadık kapı, basmadık düğme, önünde eğilip bükülmedik terör örgütü bırakmamıştı ama sonuç ortada; cumhurbaşkanı olacaktı, şaibeli bir şekilde tarih oldu. Şimdi ne kapısını çalan, ne de halini hatırını soran var. Bunun nefesi 2028’e kadar yetecek mi, hep birlikte izleyip göreceğiz. Bakalım, cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li siyaset girdabında telef olup gidecek? Bizim milletimize kazandırdığımız binlerce hizmetten herhangi birinin zekatı, bu kişinin ömrü boyunca yaptığı siyasetle elde ettiği neticeleri ona katlar, yüze katlar, bine katlar. CHP Genel Başkanı, önce bir mahalle temsilcimizin siyaset kalibresine çıksın, ondan sonra 'ne diyor' diye kulak kabartırız. Girdiği bu yanlış yolda ısrar ederse, kendisini muhatap almayız. Hatalarından dönene, kendisine biraz çekidüzen verene kadar bu şahsı, kendi partisindeki ayak oyunlarıyla oyalanmaya, edep ve adap yoksunu üslubunun içinde debelenmeye mahkum ediyoruz" ifadelerini kullandı.

 

'BİZ, GİDEREK DİBE BATAN CHP'DEN ŞİKAYETÇİ DEĞİLİZ'

 

'Türkiye Yüzyılı' hedefiyle çalışmaya devam edeceklerini anlatan Erdoğan, "CHP’de olup bitenleri başka türlü anlamlandırmak mümkün değil. Güya her işlerinde şeffaf olacaklardı ama gördük ki 'bantçı' olup çıkmışlar. Biz, siyasi rakibimiz olarak, giderek dibe batan CHP’den şikayetçi değiliz. Bugün dediğini yarın tevil eden, sürekli tekzip yiyen, sürekli yalanlanan bir CHP Genel Başkanı, bizim işimize gelir. Biz, sadece CHP'ye umut bağlamış insanlarımız adına üzülüyoruz. Karşımızda, demokratik bir ülkeye yakışır üsluba ve ahlaka sahip muhalefet olmadığı için, sözümüzü doğrudan milletimize söylüyoruz. Çünkü bizim ülkemiz ve milletimiz için, gençlerimiz ve hanım kardeşlerimiz için, emekçilerimiz ve girişimcilerimiz için, evlatlarımızın aydınlık geleceği için yapmamız gereken daha çok işimiz var. 'Türkiye Yüzyılı' hedefiyle 2053’e doğru ilerlerken sadece eğitim, sağlık, ulaştırma, enerji, güvenlik, altyapı gibi temel hizmet alanlarındaki eksikleri tamamlamakla kalmayacağız; diplomasiden savunma sanayine, teknolojiden sosyal dokumuzu güçlendirmeye kadar pek çok alanda katedeceğimiz gelişmelerle 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuzu kuvveden fiile çıkaracağız" diye konuştu.

 

'İTİRAZIMIZ BATININ RİYAKARLIĞINADIR'

 

Gazze başta olmak üzere, son dönemde dünyanın farklı bölgelerinde vuku bulan her olay ve katliamın, bir hakikati tekrar hatırlattığını vurgulayan Erdoğan, "Bu gerçek de Batının, bilhassa 2'nci Cihan Harbi sonrası tüm dünyaya dayattığı sözde değerlerin, aslında bir illüzyondan, bir aldatmacadan ibaret olduğudur. Kendi güvenlik ve refahları için tüm insanlığı bu illüzyona inandıranlar, bugün 'şapka düştü kel göründü' misali, asıl yüzlerinin deşifre olmasının şaşkınlığı içindedir. Esasen, bizim milli iradenin üstünlüğü, hukuk, adalet, özgürlük gibi Batının istismar ettiği kavramların özüyle hiçbir sorunumuz, bunlara hiçbir itirazımız bulunmuyor. Tam aksine, bu kavramları, kendi medeniyetimizden tevarüs ettiğimiz miraslar olarak görüyor ve sahip çıkıyoruz. İtirazımız; Batının, en başta Türkiye olmak üzere kendinden görmediği herkese karşı sergilediği çifte standarda, riyakarlığa, sahte gülücüğedir. Bakın biz, bu tezgahın farkında olduğumuz için üretim ve hizmet altyapımızı 23 yıl boyunca güçlendirmekten, askeri ve siyasi konumumuzu sağlamlaştırmaya kadar her alanda kendi rotamızda ilerledik. Bilhassa salgınla başlayan son süreçteki gelişmeler, bir dönem bize en sert eleştirilerin yöneltildiği bu stratejinin ne kadar isabetli olduğunu tekrar tekrar ortaya koymuştur. Türkiye, dünyanın en istikrarsız bölgesinin tam ortasında, her şeye rağmen; bir güven, huzur, 'umut adası' olarak yükselmektedir. Günlük sıkıntıların kargaşası içinde, bu büyük kazanımı kimse gözden kaçırmamalıdır. Bugün de doğrudan veya dolaylı, ülkemizi ilgilendiren hiçbir meseleye bigane kalmıyor, hassas dokunuşlarla gelişmelere yön veriyoruz. Bunu yaparken ilk sıraya Türkiye’nin güvenliğini, milletimizin huzurunu, vatandaşlarımızın ihtiyaç ve beklentilerinin karşılanmasını koyuyoruz. Attığımız her adımı, verdiğimiz her kararı, 'an'ı değil, geleceği gözeterek planlıyor ve hayata geçiriyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

 

'MİLLETİN HAKKINI, HUKUKUNU SAVUNMAK HEPİMİZİN GÖREVİ'

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak günü kurtarmanın değil, Türkiye'nin istikbalini inşa etmenin derdinde olduklarını söyleyerek, "Büyük bir sabırla yürüttüğümüz 'Terörsüz Türkiye' projesini de dikkatle takip ettiğimiz Suriye’deki gelişmeleri de Akdeniz’de giderek kızışan çekişmeleri de ekonomideki hassasiyetleri de işte böyle bir projeksiyonla yönetiyoruz. Yine deprem meselesi başta olmak üzere, insanımızı ilgilendiren her hususta aynı şekilde hareket ediyoruz. Kendilerine emanet edilen ve üzerinde yetim hakkı olan kaynakları yağmalayanların adalete hesap vermesi de ülkemizde hukuk devletinin işlediğinin en somut işaretidir. Hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin, sahtekarlığın, ahlaksızlığın partisi, pırtısı, kimliği olmaz. İster İstanbul’da ister başka yerde olsun, ortada bir Deli Dumrul düzeni varsa, yargıdan buna göz yummasını kimse bekleyemez. Bu milletin hakkını, hukukunu, çıkarlarını savunmak hepimizin görevidir. Her kim haramilik yapıyorsa, her kim beytülmale el uzatıyorsa, her kim ondan bundan haraç kesiyorsa, kimliğine bakmadan, hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde hesap sorulmasını sağlamak boynumuzun borcudur. Devletin ve milletin bekası için üstlendiğimiz sorumluluklar ve aldığımız riskler ile kendi kısır siyasetlerini karıştıranlara laf yetiştirerek kaybedecek vaktimiz yok. Tam tersine, onların yapmadıkları görevleri de gerektiğinde biz omuzlayıp icraata dönüştürüyoruz" dedi.

 

'ÇALIŞMALARI ENGELLEYENLER VARSA AYNI VEBALİN ORTAĞIDIR'

 

Ardından 23 Nisan'da İstanbul'da meydana gelen depreme ve kentsel dönüşüm çalışmalarına değinen Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"Son İstanbul depremiyle önemi bir kez daha idrak edilen kentsel dönüşüm konusunda da benzer bir hazırlık içindeyiz. Milletimizin hiçbir ferdinin, bilhassa İstanbullu vatandaşlarımızın canlarını, mallarını, akıbetlerini kifayetsiz muhterislerin kaprislerine bırakamayız. 23 Nisan’dan bu yana verdiğimiz mücadeleyle bunu bir kere daha ortaya koyduk. Tabii burada ilginç olan şudur; İstanbul’u ağzından düşürmeyen CHP Genel Başkanı, depremden ancak 5 gün sonra şehrin yolunu hatırlamıştır. Onda da milletle dertleşmeye değil, koltuğunu borçlu olduğu 'patronu'ndan talimat almaya gitmiştir. İstanbul'un gerçek gündeminden işte bu derece kopuklar. İstanbul’un üzerine karabasan gibi çöken beceriksizliğin, gevşekliğin, umursamazlığın devam etmesine asla gönlümüz razı değildir. Şayet kesintiye uğratılmasa, bizim daha önce İstanbul’da başlattığımız kentsel dönüşüm çalışmalarıyla, acilen yenilenmesi gereken 600 bin konut çoktan bitip sahiplerine teslim edilecekti. Hatta bu dönemde, hedeflediğimiz 1,5 milyon konutun yenilenmesine doğru ilerliyor olacaktık. Deprem bölgesinde 2 yılda 201 bin konutu teslim ederek, yıl sonuna kadar da 453 bin konutu bitirmeyi planlayarak, bu konudaki rüştümüzü zaten ispatladık ama iş yapmak yerine sadece şov yapanlar yüzünden, her depremde İstanbul için yüreğimiz ağzımıza geliyor. Deprem riski olan başka şehirlerimizde kentsel dönüşüm çalışmalarını engelleyenler varsa, onlar da aynı vebalin ortağıdır."

 

'İSTANBUL'DA 50 BİN SOSYAL KONUT ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR'

 

İstanbul başta olmak üzere 81 ilin hepsini, depreme karşı güvenli ve dayanıklı hale getirmek için çalıştıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Bu amaçla son 23 yılda TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 547 bin konut ürettik. Türkiye genelinde toplamda 3 milyon 700 bin dönüşüm konutu ve sosyal konut inşa ettik. 15 milyon vatandaşımıza yeni yuva kazandırdık. Sahada 1 milyona yakın konutun dönüşümü halen devam ediyor. Sadece bununla kalmadık. İstanbul depreminde değeri daha iyi anlaşılan yeni yollar, otoyollar ve köprülerle ulaşım altyapımızı her sene güçlendirdik. Muhalefetin dudak büktüğü millet bahçelerimizin, deprem anında ne kadar hayati rol oynadığı, geçen hafta bir kez daha anlaşılmıştır. Hizmete açtığımız 291 millet bahçemizden her gün 20 milyon insanımız istifade ediyor. İstanbul’da da gördük ki afet anlarında vatandaşımızın büyük çoğunluğu millet bahçelerine koşuyor, buraları 'toplanma alanı' olarak kullanıyor. Dar gelirli kardeşlerimizi bir yuvaya kavuşturacak projelere ağırlık verdik. 8 milyonun üzerinde başvuru alan 250 bin sosyal konut kampanyasına devam ediyoruz. Proje kapsamında İstanbul’da 50 bin sosyal konutun inşasıyla ilgili çalışmalar sürüyor. TOKİ; geçen yıl aralık ayında ihaleleri tamamladı; Arnavutköy Baklalı mevkisinde 28 bin 100 konutun inşasını başlattı. Yaklaşık 5 aylık süreçte 3 bin 900 konutun inşası bitme aşamasına geldi. İnşallah bu konutlar yıl sonuna kadar teslim edilecek. Kalan 24 bin 100 konutun inşası ise hızla devam ediyor. 50 bin konutun tamamlanmasıyla 200 bin kişi deprem riskinden kurtarılıp, güvenli barınma imkanına kavuşacak."

 

'PARMAKLA GÖSTERİLEN PROJELER KAZANDIRDIK'

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm çalışmalarının sosyal konut projeleriyle sınırlı olmadığını ifade ederek, şöyle dedi:

 

"İstanbul’un birçok ilçesine parmakla gösterilen projeler kazandırdık. Gaziosmanpaşa’daki projelerimizle, Tozkoparan’daki yatırımlarımızla, Esenler’deki 60 bin konutluk dev dönüşüm hamlemizle, Zeytinburnu Telsiz ve Beştelsiz projelerimizle; Fatih’te, Bağcılar’da, Tuzla’da, Kartal’da, Pendik’te ve İstanbul’un 39 ilçesinin 963 mahallesinin tamamındaki projelerimizle bu alanda büyük bir başarıya imza attık. İstanbul’umuza toplam 141 milyar lira tutarında dönüşüm, sosyal konut ve depreme hazırlık başlığında yatırım yaptık. 2012 yılından bu yana İstanbul’da 923 bin konut ve iş yerinin dönüşümü tamamlandı. 208 bin 915 konut ve iş yerinin dönüşüm süreci devam ediyor. Bu 209 bin konut ve iş yeri, birilerini zengin eden abartılı reklamlara gerek duymadan, milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak, sessizce ilerliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla, TOKİ’mizle, Emlak Konut’umuzla ve belediyelerimizle İstanbul’un hizmetindeyiz, emrindeyiz."

 

'ÇALIŞMALARIN HIZLANMASI İÇİN NE YAPILMASI GEREKİYORSA YAPACAĞIZ'

 

Ayrıca, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İstanbul'da yürütülen 'Yarısı Bizden' kampanyasıyla 700 bin lira hibe, 700 bin lira faizsiz kredi, 100 bin lira taşınma yardımı sağladıklarını anımsatan Erdoğan, yeni bir kararı devreye aldıklarını belirterek, şunları söyledi:

 

"Yarısı Bizden' kampanyasındaki destek tutarlarımızı artırıyoruz. Daha önce 700 bin lira olan hibemizi 875 bin liraya, yine 700 bin lira olan kredi tutarımızı 875 bin liraya, taşınma desteğimizi ise 100 bin liradan 125 bin liraya çıkarıyoruz. İstanbul’daki bir evin dönüşümü için verilen toplam destek miktarımızı 1 milyon 500 bin liradan, 1 milyon 875 bin liraya getiriyoruz. Yine iş yerleri için 350 bin lira olan hibe desteğini 437 bin 500 liraya, kredi desteğini de 350 bin liradan 437 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Taşınma yardımı ise 125 bin lirayı buluyor. Böylece bir iş yeri dönüşümü için destek miktarımız 1 milyon liraya ulaşmış oluyor. Kredi, hibe ve taşınma desteğinin yanı sıra, inşaatta TOKİ ile Emlak Konut güvencesi de devrede. İstanbul’da 41 bin konutumuzu dönüşüm kapsamına aldık ve 21 bin ev ve iş yerinin 'Yarısı Bizden' ile dönüşümü devam ediyor. Ayrıca ülkemiz genelinde 292 adet riskli alan, 9 bin 868 adet rezerv yapı alanları ve riskli yapılar üzerinde dönüşüm çalışmaları sürüyor. Kentsel dönüşüm alanlarında yaklaşık 2 milyon 285 bin adet bağımsız birimi dönüştürüyoruz. 38 ilde 186 adet kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan ettik. Bunun yanında 11 ilde 20 adet yenileme alanı belirledik. Yani hiçbir hususu göz ardı etmeden, tam bir seferberlik ruhuyla İstanbul’u ve diğer şehirlerimizi depreme hazır hale getiriyoruz. Şu gerçeğin artık hepimiz farkındayız; kentsel dönüşüm konusunda kimsenin ideolojik takıntılarıyla uğraşacak vaktimiz yok. Yapı stokumuzun yenilenmesi bizim için vazgeçilmez, ertelenemez, ihmal edilemez bir meseledir. Kendileri lüks villalarda oturup, 'rantsal dönüşüm' diyerek, halkımızın başını sokacağı, evlatlarıyla huzur içinde oturacağı güvenli bir yuvaya kavuşmasını engelleyenlerin şımarıklıklarına daha fazla katlanamayız. Bu çalışmaların hızlanması için ne yapılması gerekiyorsa yapacağız."

 

Erdoğan, kentsel dönüşümün aynı zamanda kentsel gelişim mantığıyla ele alınması gerektiğini ifade ederek, "Kadim şehir anlayışımızın temelini oluşturan estetik, ekonomik, erişilebilir ve emniyetli konutlar inşa etmek mecburiyetindeyiz. Daha büyük acılar yaşamadan, daha ağır bedeller ödemeden, 86 milyon olarak el ele verecek, inşallah bütüncül bir planlamayla süreci yöneteceğiz. Milletin kürsüsünden tüm siyasi partileri, tüm kurum ve kuruluşları, tüm yerel yönetimleri, tüm bilim insanlarını bu mücadeleye destek olmaya davet ediyorum" dedi.