Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, böyle bir siyasi üslubu hak etmiyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde, 'Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı'nda konuştu. Erdoğan, "Kütüphanecilik anlamında 1300 yıllık çok köklü bir geleneğimiz var. Emeviler’den Abbasiler’e, Selçuklular’dan Osmanlı Cihan Devleti’ne, oradan bugünkü Cumhuriyetimize bu alanda ciddi bir birikim sahibiyiz. Asırlar boyunca imar ettiğimiz şehirlerde, kurduğumuz devletlerde, inşa ettiğimiz medeniyetlerde kitap ve alim hep merkezde yer almıştır. Şam’daki Beytül Hikme, Bağdat’taki Nizamiye Medresesi, Anadolu’da Karatay Medresesi, Gök Medrese, İstanbul’da Sahn-ı Seman ve Süleymaniye Kütüphaneleri ve daha nicesi, tüm bu yapılar yalnızca kendi muhitlerine değil, tüm dünyaya ilim ve irfan yaymışlardır. Gerek cami gerekse vakıf ve medrese kütüphanelerimiz hem dini ilimlerde hem pozitif bilimlerde güvenilir bilginin temel kaynakları oldu. Avrupa’dan ve dünyanın diğer bölgelerinden bilim insanları ve talebeler işte bu merkezlerde asırlar boyunca ilim tahsil etmeye geldiler. Buralardan öğrendikleri bilgi ve metotlarla kendi ülkelerindeki üniversite ve kütüphanelerin kurulmasına öncülük ettiler. Hakkımız tam manasıyla teslim edilmese dahi, günümüzün bilim ve kültür mirasına milletimizin yaptığı katkı göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür" dedi.

 

'NİCE KUŞAKLARIN GEÇMİŞİYLE ARASINA KALIN DUVARLAR ÖRÜLDÜ'

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cami ve medrese kütüphanelerinin yanı sıra, müstakil kütüphanelerin, 17'nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren yükselmeye başladığını aktararak, "Köprülü Kütüphanesi, Atıf Efendi, Ragıp Paşa, Nuri Osmaniye ve Hamidiye gibi kütüphaneler uzun yıllar ilim hayatımıza damga vurdu. Hepsi birer bilgi hazinesi olan bu yapılar, sadece belli bir kesimin değil, halkın tamamının kullanımına açık bir haldeydi. Okuyan, sorgulayan, merak eden, araştırma yapmak isteyen herkes bu kütüphanelerden faydalanabiliyordu. Tabii şu acı gerçeği de ifade etmek mecburiyetindeyim; bu zengin müktesebatı özellikle Cumhuriyetimizi maziden bir kopuş olarak gören tek parti yıllarında ne yazık ki yeterince değerlendiremedik. Eşsiz kaynaklarla bezeli kütüphanelerimiz tek parti zihniyetinin tepeden inmeci uygulamalarından dolayı merhum Cemil Meriç’in benzetmesiyle, birer tuğla yığınına dönüştü. Nice kuşakların geçmişiyle arasına kalın duvarlar örüldü. Bu ülkenin aydınlık yarınları olan genç nesillerin kendi kökleriyle bağı zayıflatıldı, evlatlarımız medeniyet değerlerine bilerek yabancılaştırıldı. Bu politikalar sebebiyle koca bir nesil ne şarklı kalabildi ne garplı olabildi, iki arada bir derede maalesef oradan oraya savruldu. Türkçe ezan garabetinden musiki yasaklarına, rahmetli Aşık Veysel’in bizzat yaşadığı kılık kıyafet dayatmalarına kadar hayatın birçok alanında bunu gördük, yaşadık, milletçe tecrübe ettik. Bütün bu olumsuzluklara rağmen yeniden ayağa kalkmayı, köklerimizle ve tarihimizle yeniden bütünleşmeyi öyle veya böyle başardık" diye konuştu.

'DÜNYADA 3'ÜNCÜ SIRAYA YERLEŞTİK'

 

Erdoğan, çıtayı her geçen gün yükseğe taşıdıklarını belirterek, "Bugün okul öncesinden doktora sonrası düzeye kadar eğitim kurumlarımızla, kütüphanelerimizle, gençlik merkezlerimizle çıtayı her geçen gün daha yükseğe taşıyoruz. Kültür Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız, üniversitelerimiz, vakıflarımız ve yerel yönetimlerimizle el ele vermek suretiyle kütüphanecilik mirasımızı yaşatmaya, geliştirmeye devam ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı olarak bu sürece liderlik ediyoruz. Şu anda içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi 5 yıl önce Ankara’mıza ve ülkemize kazandırdık. 5 milyon 100 bini aşkın bölümü matbu olmak üzere dijitalleştirilmiş yayınlarla birlikte 141 milyon 700 bin kaynak ile burayı dünyanın en büyük 3'üncü kütüphanesi haline getirdik. 300 milyonun üzerinde elektronik kaynağı araştırmacıların kullanımına sunduk. 112 ülkeden 135 farklı dilde eserin yer aldığı dünya kitaplığı ile 13 ana veri tabanı, 233 alt veri tabanı ile 125 bin metrekarelik alanı ve 5 bin kişilik oturma kapasitesiyle toplantı ve seminer salonları, teknoloji sınıfları, açık ve kapalı otoparkı, yemek salonları, kafeteryaları ve tam 201 kilometre raf uzunluğu ile Millet Kütüphanemizi öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve tüm vatandaşlarımızın hizmetine verdik. Geçtiğimiz sene 2 milyona yakın ziyaretçiyi ağırlayarak dünyada 3'üncü sıraya yerleştik. Laf ola beri gele yok, icraat, icraat, icraat" ifadelerini kullandı.

 

'5 MİLYON 927 BİN ADET ÜCRETSİZ İKRAMDA BULUNDUK'

 

Bu yıl ekim ayı itibarıyla toplam 8,5 milyon ziyaretçiyi Millet Kütüphanesi'nde misafir etmenin kıvancını yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, "Bilhassa liseli ve üniversiteli gençlerimizin kütüphanemize çok yoğun ilgi gösterdiğini görüyor, bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her sabah erken saatlerde pırıl pırıl evlatlarımız Millet Kütüphanesine gelmek için adeta birbirleriyle yarışıyor. Biz de burada okuyan, yazan, araştırma yapan veya sınavlara hazırlanan gençlerimize günde iki öğün çorba ikram ediyoruz. 15 çeşit içecek ve keklerimizi yine ücretsiz olarak buradaki genç evlatlarımıza sunuyoruz. Bu yılın ilk 8 ayında 5 milyon 927 bin adet ücretsiz ikramda bulunduk. Bir başka önemli rakam şudur; kütüphanemizde düzenlenen bin 894 eğitim ve bilim atölyesinde tam 17 bin 642 katılımcı hiçbir ücret ödemeden eğitim aldı. Yine son 5 yılda Millet Kütüphanemizde 46 büyük sergiye de ev sahipliği yaptık" dedi.

 

'KİTAP SAYISIMIZI YIL SONUNDA 26,4 MİLYONA YÜKSELTECEĞİZ'

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı sonunda Kültür Bakanlığına bağlı halk kütüphanelerindeki üye sayısının 6,7 milyona, kullanıcı sayısını 38,7 milyona ve kitap sayısını da 25 milyona çıktığını ifade ederek, tüm zamanların en büyük rekorunun kırıldığını söyledi. Erdoğan, "Bu yıl ise güncel üye sayımız, 7,6 milyona, kitap sayımız da 25,6 milyona ulaştı. Halihazırda dağıtımda olan 800 bin yeni kitabımız da bu sayıyı yıl sonunda inşallah 26,4 milyona yükselteceğiz. 2026 yılında açacağımız yeni kütüphanelerle toplam kullanım alanımızı 800 bin metrekareden 1 milyon metrekareye, oturma kapasitemizi ise 150 binden 200 bin kişinin üzerine taşıyacağız. Kütüphanecilik hizmetlerine başarılarımıza her gün bir yenisini ekliyoruz. 2 yıl önce büyük yürüyüşümüzde yeni bir halka, yeni bir safha olarak tarif ettiğimiz, Rami Kütüphanemizin açılışını yapmıştık. Bu kütüphanemizi sosyal donatılarıyla, atölye çalışmalarıyla, kültür ve sanat etkinlikleriyle yaşayan ve üreten bir merkeze dönüştürdük. Rami Kütüphanesi bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyanın en büyük yazma eser restorasyon laboratuvarı olan kitap şifahanemizde bu sene 40 bin eserin durum tespitini, 28 bin eserin ise temizlik işlemini yaptık. Çoğu tahribata uğramış 4 bin 446 eserin de restorasyonunu yaparak muhafaza altına almış olduk" diye konuştu.

 

'DİJİTALLEŞME ALANINDA DA ÇOK CİDDİ MESAFE KAT ETTİK'

 

Erdoğan, "28 Şubat döneminin ruhsuz, köksüz, tarih şuurundan yoksun zihniyetinin kurbanlarından biri de İstanbul Üniversitemizdeki tarihi kitaplardı. Adı baskı ve zulümle anılan, zamanın rektörü tarafından üniversitenin nadir eserler kitaplığı ve binlerce nadir eser çöpe atılmıştı. Bunların arasında Sultan 2. Abdülhamid Han’ın özel kitaplığı da vardır. Tasnif ve kataloglamasını yaparak bu eserleri de okuyucuların istifadesine sunduk. İstanbul’da tüm ithamlara, tüm iftiralara rağmen Atatürk Kültür Merkezi’ni yeniden ve çok daha güçlü bir şekilde inşa ettik. Önümüzdeki aylarda Haydarpaşa’da yine muhteşem bir kütüphanemizi hizmete açacağız. Son yıllarda Türkiye’nin ilk gar havalimanı ve alışveriş merkez kütüphaneleri ile 0-3 yaş bebek, tarım, turizm ve müzik kütüphanelerini hayata geçirmiştik. Yakın zamanda bir ilke daha imza atarak ülkemizin ilk hastane halk kütüphanesini eylül ayının sonunda hizmete açtık. Diğer taraftan, dijitalleşme alanında da çok ciddi mesafe katettik. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımızın koleksiyonunda yer alan 457 bin eserin dijital nüshasını araştırmacılarımızın istifadesine sunduk. Derleme ve kataloglama faaliyetlerinde de çok iyi bir karneye sahibiz. 2024’te 107 bin 33 kitabı derleyerek Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdık. Eylül 2025 itibarıyla 154 bin kataloglama faaliyetiyle yeni bir başarıya ulaştık. Milli Dijital Kütüphane projemizle Milli Kütüphanede verilen hizmetlerin sanal bir modellemesini yaparak dijital ikizini oluşturduk. Milli Dijital Kütüphane üyelerimiz Ankara’daki yerleşkeye ek olarak ülkemizin dört bir yanındaki 69 halk kütüphanemizde kurulan erişim istasyonlarından 20 milyondan fazla kaynağa erişebiliyor" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE BÖYLE BİR SİYASİ ÜSLUBU HAK ETMİYOR'

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamalarını eleştiren Erdoğan, "Dün, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının hezeyanlarını hem kendi partisi hem de ülkemiz siyaseti adına inanın hicap duyarak takip ettim. Konuşan Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel başkanı mı, yoksa ayarları bozulmuş hakaret otomatı mı, maalesef belli değil. Türkiye böyle bir siyasi üslubu, böyle bir çiğliği asla hak etmiyor. Öte yandan şunu da hepimiz çok iyi biliyoruz; zihin fukara olunca, akıl ukala olur, dilin de freni boşalırmış. Ortada bakın gerçekten üzülerek söylüyorum, zihni ile dili arasındaki bağı tamamen kopmuş, ağzından çıkanı kulağı duymayan zavallı bir şahıs var. Bu zat, günaşırı söylediği yalanlarla, önüne gelene attığı iftiralarla, meydanlarda savurduğu hakaretlerle giderek saldırgan hale geliyor. Yerel yönetimleri ahtapot misali saran suç örgütünün yolsuzlukları ortaya döküldükçe bu zat da panikliyor, çirkinleşiyor, kontrolü iyice kaybediyor. Biz elbette günden güne daha da seviyesiz ve sevimsiz bir hal alan bu dile, siyaseti enfekte eden bu zehirli söylemlere milletimizi mahkum etmeyiz. Dün zaten hem genel başkan vekilimiz ve parti sözcümüz, hem de diğer arkadaşlarım bu zata hak ettiği cevabı onun düzeyine inmeden verdiler. Kendisine tavsiyem, biz az söyledik, o çok anlasın" diye konuştu. (DHA)