SES Kayseri Şubesi ve Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı Temsilciliğinden Ortak Basın Açıklaması: “Birlikte Mücadele, Birlikte Toplu Sözleşmeye!”
SES Kayseri Şubesi ve Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı Temsilciliğinden Ortak Basın Açıklaması: “Birlikte Mücadele, Birlikte Toplu Sözleşmeye!”
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kayseri Şubesi ve Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı İş Yeri Temsilciliği, yaklaşan toplu iş sözleşmesi süreci öncesinde sosyal hizmet emekçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek amacıyla ortak bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada güvencesiz çalışma biçimleri, artan iş yükü, eriyen ücretler ve sosyal hizmetin siyasallaşmasına yönelik önemli değerlendirmelerde bulunuldu.
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kayseri Şubesi ve Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı İş Yeri Temsilciliği, yaklaşan toplu iş sözleşmesi süreci öncesinde sosyal hizmet emekçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek amacıyla ortak bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada güvencesiz çalışma biçimleri, artan iş yükü, eriyen ücretler ve sosyal hizmetin siyasallaşmasına yönelik önemli değerlendirmelerde bulunuldu.
---
Basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
---
Sosyal hizmetlerin geçirdiği olumsuz dönüşüm sosyal hizmet emekçileri olan bizlerin de çalışma koşul ve biçimlerini ASDEP Sözleşmeli, ek ders karşılığı çalışma gibi kadrosuz güvencesiz çalışma biçimlerine dönüştürmüştür.
Çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüleştiği, personel yetersizliğine bağlı iş yoğunluğunun arttığı, çalışma sürelerinin uzadığı, mesleki standartlara uygunluğun ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. Buna karşın ücretlerin giderek eridiği ve alım gücümüzün azaldığı, gerek yönetim mekanizmalarından gerekse hizmet verdiğimiz kişiler tarafından şiddetin arttığı bir süreç yaşayan biz sosyal hizmet emekçilerinin sorunları son ekonomik kriz ile birlikte daha da belirgin hale gelmiştir.
Bu çalışma biçimlerinden kaynaklı olarak sosyal hizmetler alanında mobbing, bürokratik ve siyasal baskılar dozunu artırarak devam etmiştir. Atama ve nakillerde mülakat adı altında yapılan haksız atamalar, hukuksuzluk ve haksızlığın önüne geçilmesi için mücadeleye devam ediyoruz.
Kesintisiz sosyal hizmeti sürdüren arkadaşlarımızın, ulaşım (servis), beslenme ve barınma ihtiyaçları, ek ödeme, saha tazminatı gibi haklarının ödenmesi sürekli sorun olmaktadır.
İşyerlerimizde olağan işleyişindeki çalışma ortamımıza yönelik sorunlarımızın giderilmemesi, yok sayılması, pandemi, deprem gibi olağanüstü durumlarda temel fizyolojik ihtiyaçlarımızın bile karşılanamaması bize sosyal devletin ve sosyal hizmetin, evrensel ilkelerden uzaklaşarak siyasi rant malzemesi olarak kullanılmasının ağır sonuçlarını gösterdi.
Sosyal hizmetler alanında çalışan emekçiler olarak yoksulluğun, yoksunluğun ve dezavantajlı olmanın bir insan için ne demek olduğunu ve bunun nasıl önleneceğini de en iyi bilenleriz. Bu nedenle temel mücadelemiz yoksullaşmamak, yoksullaştırmamak ve insanca yaşayabilecek koşulların yaratılmasıdır.
Hem kendimiz hem de halkımızın sosyal hizmet hakkı için biz sosyal hizmet emekçileri, Toplu İş Sözleşmesine giderken yaşadığımız bu sorunların giderilmesi için birbirimizi ötelemeden, sendika ayrımına gitmeden haklı ve meşru taleplerimizi TİS masasına götürene kadar birlikte örgütlenmek, birlikte mücadele etmek ve talepleri masaya birlikte götürmek zorundayız.
Olmazsa olmaz temel taleplerimiz şunlardır:
Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın.
OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
Performans, ek ödeme, taban, teşvik, ilave zam değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret verilsin.
Son TİS'de ilave ek zam olarak verilen, emekliliğe ve emeklilere yansıtılmayan ve emekliliği daha da hayal hale getiren uygulamaya son verilerek ilave ek zammın emekliliğe ve tüm kamu emeklilerine yansıtılması,
Vergide adalet sağlansın. Emekçilerden alınan vergi %10'da sabitlensin.
Çalışma yaşamının demokratikleşmesinin ilk adımı olarak idarecilerin atanması yönteminden vazgeçilsin. Liyakata uygun olanların aday olacağı ve yöneticilik yapacağı emekçilerin oylarıyla bir ya da iki yıllığına seçimle belirlensin.
Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.
Bu toplu sözleşme düzeneği ile bir sonuç elde edilmeyeceğini, 7 dönemdir (14 yıl) mutabakat altına alınan ama uygulanmayan toplu sözleşme maddelerinden biliyoruz. Sonuç elde edilemeyeceğini demokratik bir çalışma ve özgür örgütlenme ortamı olmadığı için bürokratlar, idareciler ve siyasiler tarafından büyütülüp yetkilendirilen sendikamsı yapıdan biliyoruz.
Türkiye'de kamu sendikalarının mücadele tarihine bakarsak var olan hakların korunması ve yeni kazanımlar elde etmenin yegâne yolu iş yerlerinde, alanlarda, meydanlarda yürütülen fiili ve meşru mücadele ile olduğu görülecektir. Biz de geçmişten günümüze fiili ve meşru mücadele hattımızdan vazgeçmeden mücadeleye devam edeceğiz.
Gerek konfederasyonumuz KESK bütünlüğünde, gerekse de SES olarak taleplerimizin karşılık bulması için bu toplu sözleşme dönemine giderken ve toplu sözleşme dönemi boyunca da iş yerlerinden, alanlardan, meydanlardan SES'imizi yükselteceğiz.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.