Şener METE
Köşe Yazarı
Şener METE
 

SÖZ

“Kişi, sözün hamını, kemini, demini bilmeli” demiş Yunus Emre… Yani konuşan kişi; söyleyeceği sözün zamanını, yanlış olanını ve buna karşılık doğru olanını bilmelidir. Sözle ilgili bugüne kadar yazılmış şiirlerin en açık ve en akıcı olanı bence Yunus Emre’ye aittir. Diyor ki:   “Sözü bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz   Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz   Sözlerini pişirgil yaramazını aşırgil Sözün us ile düşürgil demegil çağ ede bir söz   Kişi bile söz demini demeye sözün kemini Bu cihân cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz   Yürü yürü yolun ile gâfil olma bilin ile Çok sakın ki dilin ile cânına dağ ede bir söz   Yûnus imdi söz yadından söyle sözü gayetinden Çok sakın o şeyh katından seni ırağ ede bir söz…”   Yunus’un dizelerinden anladığımızı özetlersek, sözle doğar, sözle yaşar ve sözle ölürüz. İnsanın ilki de sonu da sözdür. Söz vardır yüceltir, söz vardır yerin dibine batırır. Mercimek Ahmet’in dediği gibi “Söz Âdemde gizli değil, Âdem sözde gizlidir…” Söz, ağzımızdan çıktığına göre, söz demek söylemek demektir. Dilbilimciler, söylemek kelimesinin aslının sözlemek olduğunu yazar. Yani sözü ağızdan çıkarmak, bahsetmektir sözlemek. Türkmen Türkçesi Deyimler Sözlüğünde ‘galat sözlemek’, ‘yanlış konuşmak’ olarak açıklanmış.  Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun; “Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Türkmence, Uygurca, Azeri ve Türkiye Türkçesinde söz biçiminde; Başkurtçada hüz, Tatarca‟da süz şeklinde kullanılmaktadır” der… Şems-i Tebrizi, “Sözü süz de söyle, gönlü bulandırmasın” derken söz ve süzü bilinçli mi yoksa uyum amacıyla mı kullanmıştır bilemem. İslâmiyet öncesi Türk edebiyatının en önemli kaynağı olan Oğuz Kağan Destanı’nda söz, itaat ve emir demektir. Destanda, “Kim benim sözlerime ve buyruklarıma baş eğerse, hediyelerini kabul ederek, onu dost edinirim. Kim baş eğmezse, gazaba gelirim; düşman sayarak, ona karşı asker çıkarır ve derhal baskın yapıp onu astırır ve yok ederim” diye yazmaktadır. Divan-ü Lügat-it-Türk’te söz, sav olarak yer almakta ve ‘atalar sözü, darb-ı mesel ve kıssa’ anlamlarında örneklendirilmektedir. Örneğin, “Bilginlerin sözlerini öğüt olarak al” denilmektedir. Kur’an-ı Kerim’de söz ile ilgili pek çok ayet yer alır. Kutsal kitapta; Allah’ın sözü, peygamberlerin sözleri ve kulların sözleri olarak, her birinin üzerinde defalarca düşünülecek ayetler vardır ve bu ayetlerle ilgili binlerce kitap yazılmıştır. Burada 2 ayetin konumuzla ilgili olduğunu düşünüyorum: Nisâ suresinde Rabbimiz, “Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru söz söylesinler” derken; İsrâ suresinde, “kullarıma söyle: (İnsanlara karşı) en güzel sözü söylesinler” buyurmaktadır. Bu iki ayeti yan yana getirirsek, ‘doğru sözü en güzel biçimde söylemek gerekir’ diye bir sonuç çıkarabiliriz. Buradan da sözlerimizin bir sanatkârın ince ve rakik dokunuşları gibi dinlenmeye değer olması gerektiğini söylersek, Söz Sanatı kavramına ulaşmış oluruz. Sözle ilgili olarak saatlerce konuşsak, sayfalarca yazsak gene de bitiremeyiz. Sözü sanat olarak kullanabilen kişilerin, söz üzerinde saatlerce değil yıllarca çaba gösterdiklerini söylemek bile sözün değerini açıkça ortaya koymaktadır. 
Ekleme Tarihi: 20 Ekim 2025 -Pazartesi
Şener METE

SÖZ

“Kişi, sözün hamını, kemini, demini bilmeli” demiş Yunus Emre… Yani konuşan kişi; söyleyeceği sözün zamanını, yanlış olanını ve buna karşılık doğru olanını bilmelidir.

Sözle ilgili bugüne kadar yazılmış şiirlerin en açık ve en akıcı olanı bence Yunus Emre’ye aittir. Diyor ki:

 

“Sözü bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz

Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz

 

Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı

Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz

 

Sözlerini pişirgil yaramazını aşırgil

Sözün us ile düşürgil demegil çağ ede bir söz

 

Kişi bile söz demini demeye sözün kemini

Bu cihân cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz

 

Yürü yürü yolun ile gâfil olma bilin ile

Çok sakın ki dilin ile cânına dağ ede bir söz

 

Yûnus imdi söz yadından söyle sözü gayetinden

Çok sakın o şeyh katından seni ırağ ede bir söz…”

 

Yunus’un dizelerinden anladığımızı özetlersek, sözle doğar, sözle yaşar ve sözle ölürüz. İnsanın ilki de sonu da sözdür. Söz vardır yüceltir, söz vardır yerin dibine batırır. Mercimek Ahmet’in dediği gibi “Söz Âdemde gizli değil, Âdem sözde gizlidir…”

Söz, ağzımızdan çıktığına göre, söz demek söylemek demektir. Dilbilimciler, söylemek kelimesinin aslının sözlemek olduğunu yazar. Yani sözü ağızdan çıkarmak, bahsetmektir sözlemek. Türkmen Türkçesi Deyimler Sözlüğünde ‘galat sözlemek’, ‘yanlış konuşmak’ olarak açıklanmış. 

Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun; “Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Türkmence, Uygurca, Azeri ve Türkiye Türkçesinde söz biçiminde; Başkurtçada hüz, Tatarca‟da süz şeklinde kullanılmaktadır” der… Şems-i Tebrizi, “Sözü süz de söyle, gönlü bulandırmasın” derken söz ve süzü bilinçli mi yoksa uyum amacıyla mı kullanmıştır bilemem.

İslâmiyet öncesi Türk edebiyatının en önemli kaynağı olan Oğuz Kağan Destanı’nda söz, itaat ve emir demektir. Destanda, “Kim benim sözlerime ve buyruklarıma baş eğerse, hediyelerini kabul ederek, onu dost edinirim. Kim baş eğmezse, gazaba gelirim; düşman sayarak, ona karşı asker çıkarır ve derhal baskın yapıp onu astırır ve yok ederim” diye yazmaktadır.

Divan-ü Lügat-it-Türk’te söz, sav olarak yer almakta ve ‘atalar sözü, darb-ı mesel ve kıssa’ anlamlarında örneklendirilmektedir. Örneğin, “Bilginlerin sözlerini öğüt olarak al” denilmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de söz ile ilgili pek çok ayet yer alır. Kutsal kitapta; Allah’ın sözü, peygamberlerin sözleri ve kulların sözleri olarak, her birinin üzerinde defalarca düşünülecek ayetler vardır ve bu ayetlerle ilgili binlerce kitap yazılmıştır.

Burada 2 ayetin konumuzla ilgili olduğunu düşünüyorum:

Nisâ suresinde Rabbimiz, “Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru söz söylesinler” derken; İsrâ suresinde, “kullarıma söyle: (İnsanlara karşı) en güzel sözü söylesinler” buyurmaktadır.

Bu iki ayeti yan yana getirirsek, ‘doğru sözü en güzel biçimde söylemek gerekir’ diye bir sonuç çıkarabiliriz.

Buradan da sözlerimizin bir sanatkârın ince ve rakik dokunuşları gibi dinlenmeye değer olması gerektiğini söylersek, Söz Sanatı kavramına ulaşmış oluruz.

Sözle ilgili olarak saatlerce konuşsak, sayfalarca yazsak gene de bitiremeyiz. Sözü sanat olarak kullanabilen kişilerin, söz üzerinde saatlerce değil yıllarca çaba gösterdiklerini söylemek bile sözün değerini açıkça ortaya koymaktadır. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turk360.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.