Adem ONAR
Köşe Yazarı
Adem ONAR
 

Refahın Yeni Motoru : Bilgi Ekonomisi

Toplumsal huzur, güven ve refah; kamu politikalarının stratejik kalibrasyonundan beslenir. Devlet, “vatandaş odaklı hizmet tasarımı” ile var olur; vatandaş sağlıklı, güvenli ve müreffeh bir hayat sürdükçe kurumsal güven artar, toplumsal bağlılık güçlenir. Kadim öğüdümüz “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” tam da bu döngünün yönetişim özetidir. Bugün, yüksek ivmeli bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Bu dönüşümün yeni oyunu “bilgi ekonomisi.” Değer üretimi artık bilginin üretilmesi, paylaşılması, işlenmesi ve pazarlanabilir ürüne dönüşmesi etrafında konumlanıyor. Üretimde verimliliğin, tedarik ve dağıtımda etkinliğin, toplam kalitede sürdürülebilirliğin ana belirleyicisi bilgi. Üstelik bilgi, klasik üretim faktörlerinden farklı olarak kullanıldıkça tükenmiyor; tersine çoğalıyor, yayılıyor, maliyetini sıfıra yaklaştırıyor. Bu nedenle “kıt kaynak” paradigması yerini “ölçeklenebilir bilgi” paradigmasına bırakıyor. ABD’den Güney Kore’ye, İrlanda’dan İsrail’e kadar pek çok ülke; bilişim altyapısı, yazılım ekosistemi ve Ar-Ge yatırımlarıyla kriz dönemlerini dahi fırsata çevirdi.  Ortak payda net: Bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) büyümenin, rekabetçiliğin ve ihracat kapasitesinin lokomotifi. Dijitalleşme skorundaki yüzde 10’luk artışın kişi başı GSYH’ye yaklaşık yüzde 0,75 katkı vermesi tesadüf değil; bu, somut bir ekonomik etki analizi çıktısı. Türkiye son yıllarda e-devlet katmanında anlamlı bir ölçek yakaladı: UYAP’tan tapu ve vergi uygulamalarına, nüfus ve SGK entegrasyonlarından sağlık bilişimine uzanan geniş bir hizmet envanteri, vatandaş deneyimini belirgin biçimde iyileştirdi. Keza KEP, e-defter, e-fatura gibi uygulamalar özel sektörün dijital olgunluğunu artırarak uyum maliyetlerini düşürdü, kayıt dışılıkla mücadelede veri temelli yönetişimi güçlendirdi. Bu sadece operasyonel bir “otomasyon” hikâyesi değil; kamu-özel işbirliğiyle büyüyen bir verimlilik ve katma değer hikâyesi. Buradan ileriye geçişin anahtarı ise üçlü sacayağı: yetenek, teknoloji, yönetişim. Yetenek: Genç ve dinamik nüfus, Türkiye’nin en stratejik varlığı. Bu insan kaynağını “bilgi işçisine” dönüştürecek eğitim tasarımı, yaşam boyu öğrenme ve beceri dönüşümü politikaları artık lüks değil, zorunluluk. Teknoloji: Bilgi, teknolojinin girdisidir; teknoloji ise bilginin ürünleşmiş hâli. Mikroelektronikten buluta, yapay zekâdan siber güvenliğe “mega-teknolojiler” üretim süreçlerini, iş modellerini ve kurumsal mimarileri yeniden tasarlıyor. Yönetişim: Veri kalitesi, standartlar, etik çerçeve, regülasyon uyumu ve siber dayanıklılık; sürdürülebilir dijitalleşmenin olmazsa olmazı. Kurumlar arası entegrasyon ve açık veri ilkesi, ekosistem verimliliğini katlar. Stratejik öncelik seti burada belirginleşiyor: Ar-Ge ve inovasyonun finansmanı: Vergi teşvikleri, kamusal eş-yatırım fonları ve risk sermayesi erişimi, ölçeklenebilir girişimleri beslemeli. Veri altyapısı ve güvenliği: Ulusal bulut, kritik veriler için güvenli bölgeler, siber tehdit istihbaratı paylaşımı. Yetkinlik dönüşümü: STEM odaklı müfredat, uygulamalı eğitim, sektör içi sertifikasyon; üniversite-sanayi eşgüdümü. İhracat odaklı dijital ürünleşme: Yazılım, oyun, sağlık bilişimi, fintech gibi alanlarda global pazar erişimi; marka ve kanal yatırımı. Kamu satın alma gücü: Yenilikçi tedarik ile yerli teknolojilere pazar oluşturma; pilot-ölçek geçişlerini hızlandırma. Unutmayalım: Teknolojiyi dönüşümün sebebi olarak görmek kadar, “düşünsel altyapı”yı yani strateji, tasarım ve uygulama disiplinini kurumsallaştırmak da kritik. Çünkü gerçek dönüşüm, fikirden ürüne, üründen süreç ve hizmet mimarisine uzanan döngünün kesintisiz yönetimiyle gerçekleşir. Bilginin elde edilmesi, doğrulanması, korunması ve etik çerçevede paylaşılması; özellikle sağlık ve ilaç gibi yüksek hassasiyetli sektörlerde rekabet avantajının ana kaynağıdır. Türkiye’nin yapması gereken; güçlü insan kaynağını inovasyonla bütünleştirmek, Ar-Ge’yi ticarileşme ile bağlamak, veri temelli karar almayı kurum kültürüne yerleştirmek ve tüm bu süreci şeffaf, hesap verebilir bir yönetişimle desteklemektir. Yeni enerji kaynaklarına ya da devasa makinelere değil; daha iyi kurgulanmış stratejiye, yüksek kaliteli veriye ve bunu işleyebilen yetkin ekiplere ihtiyacımız var. Bilgi, kullanıldıkça değerlenen, paylaşıldıkça büyüyen, maliyeti düşen tek stratejik kaynaktır. Türkiye; doğru politika karması, nitelikli insan kaynağı ve güçlü ekosistem işbirliğiyle 1,5 trilyon dolarlık ekonomi ölçeğini çok daha yukarı taşıyacak potansiyele sahip. Şimdi gerekli olan şey, vizyonu netleştiren bir yol haritası, uygulamayı hızlandıran kurumsal kapasite ve ölçülebilir hedeflerdir. Bu denklem doğru kurulduğunda, refah sadece bir vaat değil; ölçülebilir, sürdürülebilir bir çıktı seti olacaktır.   Adem ONAR Resmi Sosyal Medya Hesapları Twitter : twitter.com/adem_onar Youtube : youtube.com/ademonar Face : facebook.com/adem.onar.96
Ekleme Tarihi: 09 Ekim 2025 -Perşembe
Adem ONAR

Refahın Yeni Motoru : Bilgi Ekonomisi

Toplumsal huzur, güven ve refah; kamu politikalarının stratejik kalibrasyonundan beslenir. Devlet, “vatandaş odaklı hizmet tasarımı” ile var olur; vatandaş sağlıklı, güvenli ve müreffeh bir hayat sürdükçe kurumsal güven artar, toplumsal bağlılık güçlenir. Kadim öğüdümüz “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” tam da bu döngünün yönetişim özetidir.

Bugün, yüksek ivmeli bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Bu dönüşümün yeni oyunu “bilgi ekonomisi.” Değer üretimi artık bilginin üretilmesi, paylaşılması, işlenmesi ve pazarlanabilir ürüne dönüşmesi etrafında konumlanıyor. Üretimde verimliliğin, tedarik ve dağıtımda etkinliğin, toplam kalitede sürdürülebilirliğin ana belirleyicisi bilgi. Üstelik bilgi, klasik üretim faktörlerinden farklı olarak kullanıldıkça tükenmiyor; tersine çoğalıyor, yayılıyor, maliyetini sıfıra yaklaştırıyor. Bu nedenle “kıt kaynak” paradigması yerini “ölçeklenebilir bilgi” paradigmasına bırakıyor.

ABD’den Güney Kore’ye, İrlanda’dan İsrail’e kadar pek çok ülke; bilişim altyapısı, yazılım ekosistemi ve Ar-Ge yatırımlarıyla kriz dönemlerini dahi fırsata çevirdi. 

Ortak payda net: Bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) büyümenin, rekabetçiliğin ve ihracat kapasitesinin lokomotifi. Dijitalleşme skorundaki yüzde 10’luk artışın kişi başı GSYH’ye yaklaşık yüzde 0,75 katkı vermesi tesadüf değil; bu, somut bir ekonomik etki analizi çıktısı.

Türkiye son yıllarda e-devlet katmanında anlamlı bir ölçek yakaladı: UYAP’tan tapu ve vergi uygulamalarına, nüfus ve SGK entegrasyonlarından sağlık bilişimine uzanan geniş bir hizmet envanteri, vatandaş deneyimini belirgin biçimde iyileştirdi. Keza KEP, e-defter, e-fatura gibi uygulamalar özel sektörün dijital olgunluğunu artırarak uyum maliyetlerini düşürdü, kayıt dışılıkla mücadelede veri temelli yönetişimi güçlendirdi. Bu sadece operasyonel bir “otomasyon” hikâyesi değil; kamu-özel işbirliğiyle büyüyen bir verimlilik ve katma değer hikâyesi.

Buradan ileriye geçişin anahtarı ise üçlü sacayağı: yetenek, teknoloji, yönetişim.

Yetenek: Genç ve dinamik nüfus, Türkiye’nin en stratejik varlığı. Bu insan kaynağını “bilgi işçisine” dönüştürecek eğitim tasarımı, yaşam boyu öğrenme ve beceri dönüşümü politikaları artık lüks değil, zorunluluk.

Teknoloji: Bilgi, teknolojinin girdisidir; teknoloji ise bilginin ürünleşmiş hâli. Mikroelektronikten buluta, yapay zekâdan siber güvenliğe “mega-teknolojiler” üretim süreçlerini, iş modellerini ve kurumsal mimarileri yeniden tasarlıyor.

Yönetişim: Veri kalitesi, standartlar, etik çerçeve, regülasyon uyumu ve siber dayanıklılık; sürdürülebilir dijitalleşmenin olmazsa olmazı. Kurumlar arası entegrasyon ve açık veri ilkesi, ekosistem verimliliğini katlar.

Stratejik öncelik seti burada belirginleşiyor:

Ar-Ge ve inovasyonun finansmanı: Vergi teşvikleri, kamusal eş-yatırım fonları ve risk sermayesi erişimi, ölçeklenebilir girişimleri beslemeli.

Veri altyapısı ve güvenliği: Ulusal bulut, kritik veriler için güvenli bölgeler, siber tehdit istihbaratı paylaşımı.

Yetkinlik dönüşümü: STEM odaklı müfredat, uygulamalı eğitim, sektör içi sertifikasyon; üniversite-sanayi eşgüdümü.

İhracat odaklı dijital ürünleşme: Yazılım, oyun, sağlık bilişimi, fintech gibi alanlarda global pazar erişimi; marka ve kanal yatırımı.

Kamu satın alma gücü: Yenilikçi tedarik ile yerli teknolojilere pazar oluşturma; pilot-ölçek geçişlerini hızlandırma.

Unutmayalım: Teknolojiyi dönüşümün sebebi olarak görmek kadar, “düşünsel altyapı”yı yani strateji, tasarım ve uygulama disiplinini kurumsallaştırmak da kritik. Çünkü gerçek dönüşüm, fikirden ürüne, üründen süreç ve hizmet mimarisine uzanan döngünün kesintisiz yönetimiyle gerçekleşir. Bilginin elde edilmesi, doğrulanması, korunması ve etik çerçevede paylaşılması; özellikle sağlık ve ilaç gibi yüksek hassasiyetli sektörlerde rekabet avantajının ana kaynağıdır.

Türkiye’nin yapması gereken; güçlü insan kaynağını inovasyonla bütünleştirmek, Ar-Ge’yi ticarileşme ile bağlamak, veri temelli karar almayı kurum kültürüne yerleştirmek ve tüm bu süreci şeffaf, hesap verebilir bir yönetişimle desteklemektir. Yeni enerji kaynaklarına ya da devasa makinelere değil; daha iyi kurgulanmış stratejiye, yüksek kaliteli veriye ve bunu işleyebilen yetkin ekiplere ihtiyacımız var.

Bilgi, kullanıldıkça değerlenen, paylaşıldıkça büyüyen, maliyeti düşen tek stratejik kaynaktır. Türkiye; doğru politika karması, nitelikli insan kaynağı ve güçlü ekosistem işbirliğiyle 1,5 trilyon dolarlık ekonomi ölçeğini çok daha yukarı taşıyacak potansiyele sahip. Şimdi gerekli olan şey, vizyonu netleştiren bir yol haritası, uygulamayı hızlandıran kurumsal kapasite ve ölçülebilir hedeflerdir. Bu denklem doğru kurulduğunda, refah sadece bir vaat değil; ölçülebilir, sürdürülebilir bir çıktı seti olacaktır.

 

Adem ONAR Resmi Sosyal Medya Hesapları

Twitter : twitter.com/adem_onar

Youtube : youtube.com/ademonar

Face : facebook.com/adem.onar.96

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turk360.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.