İlhan İŞMAN
Köşe Yazarı
İlhan İŞMAN
 

Polisin Ruh Sağlığı yerindeyse, Toplumun huzuru da teminat altındadır…

Bu yazımızda Polis Teşkilatında Mobbing, Ruh Sağlığı ve Çözüm Yollarını gündeme alacağız. Öncelikle belirtmeliyiz bu yazı bir eleştiri değil, DURUM-SORUN-ÇÖZÜM yazısıdır. Mobbing ile Mücadele Derneği olarak, ülkemize ve İnsanımıza olan güven, inanç ve sorumluluğumuzun gereğidir. Son yıllarda izleme raporları ve haberler, acı bir tabloyu ortaya koyuyor. 2024 yılında emniyet mensupları arasında 70’in üzerinde intihar vakası kaydedildi. 2025’in ilk aylarında da maalesef bu tablo devam etti.  Her biri bir insan… Bir hayat… Bir aile… Bir dram… Bir sessiz çığlık… Bu acı kayıplar için Emniyet Teşkilatımıza ve onların ailelerine, Anne, Babalarına, Eşlerine, Çocuklarına ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Acılarını en içten duygularla yürekten paylaşıyoruz. Polislik, fedakârlık isteyen bir meslek. Gece gündüz demeden görev başında olmak, yüksek risk taşımak ve aileden uzak kalmak hiç de kolay değil. Bu ağır tabloya bir de kurum içi mobbing eklendiğinde yük katlanarak artıyor. Haksız eleştiriler, keyfi görev değişiklikleri, görmezden gelinme ya da değersiz hissettirilme… Bunların hepsi polisin ruh sağlığını zedeliyor. Benzer sorunlar dünyanın birçok ülkesinde de var. ABD’de yılda yaklaşık 150–200 polis intihar ediyor. İngiltere ve Avrupa’da da oranlar genel nüfusa kıyasla daha yüksek. Araştırmalar, polislerin intihar riskinin toplum ortalamasının belirgin biçimde üzerinde olduğunu ortaya koyuyor. Böyle diyerek bu sorunu görmezden gelmek ve yok saymak (tabiri caizse halının altına süpürmek) elbette meslek profesyonellerine (bize) göre değil… Polisin Yaşadığı Diğer Zorluklar Polis sadece görevde değil, özel yaşamında da büyük baskılarla karşı karşıya. Uzun ve düzensiz nöbetler, sürekli görev değişiklikleri nedeniyle, ailesiyle ve çocuklarıyla yeterince vakit geçiremiyor. Sosyal ilişkiler giderek zayıflıyor. Dostluklar, aile bağları, kişisel yaşam ikinci planda kalıyor. Maddi koşullar da ayrı bir dert. Gelir ile yaşam maliyeti arasındaki dengesizlik, geçim sıkıntısını artırıyor. Maddi kaygılar, mesleki baskılarla birleşince ruhsal yorgunluk daha da ağırlaşıyor. Bir de toplumsal algı meselesi var. Eskiden polis, toplumda yüksek itibara sahipti. Bugün ise olaylarda polise karşı gelme, hatta şiddet uygulama vakaları arttı. Bu durum, polisin hem görev motivasyonunu hem de kendisini değerli hissetmesini zedeliyor. İntiharların Kök Nedenleri ve Destek İhtiyacı Polis intiharları elbette tek bir sebebe indirgenemez.  Bu olayların arkasında çoğu zaman iç içe geçmiş faktörler vardır: kurumsal mobbing, ağır iş yükü, adaletsizlik algısı, ailevi sorunlar, maddi sıkıntılar, toplumsal baskı… Polisin (Mağdurun) yaşadığı değersizlik hissi, ruh ve beden sağlığını etkiler. Kişinin her geçen gün eğitim ve yeterliliğine uygun iş ve koşullarda çalıştırılmaması, zamanla bireyin özsaygısına ve benlik algısına zarar verir. Motivasyon kaybı yaşamasına neden olur. Bu durum kronik stres ve tükenmişlik sendromunun ortaya çıkmasıyla sonuçlanabilir.  Kişi bu aşamada uygun çözümlere ulaşamaz. Bu tür zorlayıcı durumlara uzun süre maruz kalmaya devam ederse depresyon, anksiyete, intihar eğilimi gibi ciddi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Kronik stresin sürmesine yol açan koşullar iyileştirilmediğinde zamanla kişinin beden sağlığının bozulması ve kronik hastalıklara yakalanma açısından ciddi risk altında kalabilir.  Bu nedenle intihar vakaları araştırılırken tarafsız ve objektif bir bakış açısı şarttır. Olayın üzeri kapatılmamalı, kişisel hatalara indirgenmemeli. Kurumsal, sosyal ve psikolojik etkenler derinlemesine incelenmelidir. Ancak bu şekilde gerçek kök nedenlere ulaşılabilir. Bir diğer önemli nokta da psikolojik destek mekanizmalarıdır. Sadece kriz anında değil, önleyici bir anlayışla sistem kurgulanmalı. Düzenli psikolojik taramalar, gizli danışma hatları, akran destek programları ve bağımsız merkezler bu mekanizmanın parçaları olmalıdır. Unutulmamalı ki; destek almak bir zayıflık değil, yaşamı korumanın en güçlü yoludur. Mobbing ile Mücadele Derneği olarak Çözüm Önerilerimiz… Polislerimiz için yapılabilecekler bellidir. Küçük ama kararlı adımlarla büyük farklar yaratılabilir: Sorunu kabul etmek. Mobbing ve intihar gerçeğini görmezden gelmek çözümü engeller. Bağımsız psikolojik destek merkezleri kurmak . Gizlilik esasına dayalı, güvenilir danışma merkezleri kurulmalı. Polis, çekinmeden destek alabilmeli. İşe alımda etkin ve etkili bir biçimde psikolojik değerlendirme yapmak. Adayların ruhsal dayanıklılıkları ölçülmeli. Kişilik testleri, öfke kontrolü, empati düzeyi ve stresle başa çıkma becerileri hakkında önemli ipuçları verir. Böylece hem mobbing eğilimli kişilerin sisteme girişi engellenir hem de adayların ileride yaşayabileceği riskler erkenden fark edilir. Liyakat ve adalet. Terfi ve görev dağılımı şeffaf olmalı. Keyfi uygulamalar ve torpil, mobbingin zeminini besler. Yöneticilik ve iletişim eğitimi. Amirler, mobbingi önleyici liderlik ve iletişim becerileri konusunda düzenli eğitim almalı. İş yükü ve mesai düzenlemesi. İnsan merkezli nöbet ve vardiya planlamaları yapılmalı. Aileyle vakit geçirme olanağı artırılmalı. Veri toplama ve şeffaf raporlama. İntihar ve psikolojik sorunlara dair veriler düzenli takip edilmeli, bağımsız raporlarla kamuoyu bilgilendirilmelidir. Bu arada açık yüreklilikle ve iyi niyetle belirtmeliyiz ki: Bu kadim millet “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın…” diyerek bu günlere geldi, aynı azim, inanç ve kararlılıkla geleceğe de emin adımlarla ilerleyecektir. Sözün burasında yöneticilere de seslenmek, hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz… Amir; kamu hizmetlerinin sevk ve idaresinde yetkilendirilmiş kişidir. Kendisine önemli sorumluluklar yüklenmiştir. Yetki ve sorumlulukları; kanun, tüzük ve yönetmeliklerle sınırlandırılmıştır. Amirler, kendilerine tanınan yetkileri tam ve zamanında eksiksiz olarak kullanmakla sorumludur.  Amirler; görevlerini yaparken memurlara hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak davranır. Amirlik yetkisini kullanırken keyfi davranamaz. Bir başka ifadeyle sınırsız yetkili kişiler değillerdir. Yetki sınırları mevzuatla çizilmiştir. Bu sınırlar dâhilinde yetkilerini hakkaniyet ve eşitlik içinde kullanmak zorundadır. Bu durum vicdan ve sorumluluklarının da bir gereğidir. Amirin görev ve sorumluluklarını hak, hukuk adalet ve hakkaniyet içerisinde yerine getirmelidirler. Her zaman dile getiriyoruz. Demokratik ve Çağdaş bir Hukuk devleti demek, “insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren devlettir. Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınır. Demokrasi ve yönetim ; Hukuku tüm devlet organlarına egemen kılar. Anayasa ve hukuka; üstün kurallarıyla kendini bağlı sayar.  Şeffaftır, hesap verebilir. Yargı denetimine açıktır. Yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa’nın bulunduğu bilincindedir. Uzaklaştığında niteliğinin geçersiz kalacağını bilir.  Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte, idarenin işlemleri hukuka uygun olur. Hukukun üstünlüğü tüm devlet organlarına egemen kılınmıştır. Hukuk devleti yargı denetimine açıktır. İdarenin, işlem ve eylemlerinin de hukuka uygun olmasını gerektirir. İdare; hukuk devleti ilkesine uygun olarak hareket ettiğinde, idari işlemlerin düzenlenme biçimi de bu durumdan etkilenir. Biz yine toplumsal sorumluluğumuz gereği bir kere daha hatırlatalım da duymayanlar duysun… Anayasa Kararı: Kamusal makamlar; psikolojik taciz oluşturan durumları tespitle yetinmemeli, bu tür davranışların oluşmaması ya da telafi edilmesi amacıyla etkili önlemleri hızla almalıdır. Kamusal makamların psikolojik taciz iddiaları karşısında hızlı davranarak gerçeği ortaya çıkarması, psikolojik tacizi ortadan kaldıracak, tekrarlamasını önleyecek tedbirleri alması ve mağdurun zararlarının giderilmesini sağlamasının bir yandan kamusal hizmetin etkin bir şekilde yürütülmesine hizmet edeceği, diğer yandan kişinin maddi ve manevi varlığının korunması bağlamındaki pozitif yükümlülüğün gereği olduğu söylenebilir.”  Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.  Son Söz Mobbing kader değildir. Kolluk gücü güçlüdür, güçsüzleşmez, Mobbinge Boyun Eğmez. Doğru adımlar, adaletli yönetim, güçlü destek sistemleri ve toplumun değer vermesiyle bu sorun çözülebilir. “Polis Yalnız Değil, Toplum Yanında.” “Mobbingsiz Polis, Daha Güvenli Toplum.” “Polisin Onuru, Hepimizin Onuru.” “Toplumun Gücü, Adalete İnançtır.”
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2025 -Pazartesi
İlhan İŞMAN

Polisin Ruh Sağlığı yerindeyse, Toplumun huzuru da teminat altındadır…

Bu yazımızda Polis Teşkilatında Mobbing, Ruh Sağlığı ve Çözüm Yollarını gündeme alacağız.

Öncelikle belirtmeliyiz bu yazı bir eleştiri değil, DURUM-SORUN-ÇÖZÜM yazısıdır. Mobbing ile Mücadele Derneği olarak, ülkemize ve İnsanımıza olan güven, inanç ve sorumluluğumuzun gereğidir.

Son yıllarda izleme raporları ve haberler, acı bir tabloyu ortaya koyuyor. 2024 yılında emniyet mensupları arasında 70’in üzerinde intihar vakası kaydedildi. 2025’in ilk aylarında da maalesef bu tablo devam etti. 

Her biri bir insan… Bir hayat… Bir aile… Bir dram… Bir sessiz çığlık…

Bu acı kayıplar için Emniyet Teşkilatımıza ve onların ailelerine, Anne, Babalarına, Eşlerine, Çocuklarına ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Acılarını en içten duygularla yürekten paylaşıyoruz.

Polislik, fedakârlık isteyen bir meslek.

Gece gündüz demeden görev başında olmak, yüksek risk taşımak ve aileden uzak kalmak hiç de kolay değil.

Bu ağır tabloya bir de kurum içi mobbing eklendiğinde yük katlanarak artıyor.

Haksız eleştiriler, keyfi görev değişiklikleri, görmezden gelinme ya da değersiz hissettirilme… Bunların hepsi polisin ruh sağlığını zedeliyor.

Benzer sorunlar dünyanın birçok ülkesinde de var. ABD’de yılda yaklaşık 150–200 polis intihar ediyor. İngiltere ve Avrupa’da da oranlar genel nüfusa kıyasla daha yüksek. Araştırmalar, polislerin intihar riskinin toplum ortalamasının belirgin biçimde üzerinde olduğunu ortaya koyuyor. Böyle diyerek bu sorunu görmezden gelmek ve yok saymak (tabiri caizse halının altına süpürmek) elbette meslek profesyonellerine (bize) göre değil…

Polisin Yaşadığı Diğer Zorluklar

Polis sadece görevde değil, özel yaşamında da büyük baskılarla karşı karşıya.

Uzun ve düzensiz nöbetler, sürekli görev değişiklikleri nedeniyle, ailesiyle ve çocuklarıyla yeterince vakit geçiremiyor. Sosyal ilişkiler giderek zayıflıyor. Dostluklar, aile bağları, kişisel yaşam ikinci planda kalıyor.

Maddi koşullar da ayrı bir dert. Gelir ile yaşam maliyeti arasındaki dengesizlik, geçim sıkıntısını artırıyor. Maddi kaygılar, mesleki baskılarla birleşince ruhsal yorgunluk daha da ağırlaşıyor.

Bir de toplumsal algı meselesi var. Eskiden polis, toplumda yüksek itibara sahipti. Bugün ise olaylarda polise karşı gelme, hatta şiddet uygulama vakaları arttı. Bu durum, polisin hem görev motivasyonunu hem de kendisini değerli hissetmesini zedeliyor.

İntiharların Kök Nedenleri ve Destek İhtiyacı

Polis intiharları elbette tek bir sebebe indirgenemez. 

Bu olayların arkasında çoğu zaman iç içe geçmiş faktörler vardır: kurumsal mobbing, ağır iş yükü, adaletsizlik algısı, ailevi sorunlar, maddi sıkıntılar, toplumsal baskı…

Polisin (Mağdurun) yaşadığı değersizlik hissi, ruh ve beden sağlığını etkiler. Kişinin her geçen gün eğitim ve yeterliliğine uygun iş ve koşullarda çalıştırılmaması, zamanla bireyin özsaygısına ve benlik algısına zarar verir. Motivasyon kaybı yaşamasına neden olur. Bu durum kronik stres ve tükenmişlik sendromunun ortaya çıkmasıyla sonuçlanabilir. 

Kişi bu aşamada uygun çözümlere ulaşamaz. Bu tür zorlayıcı durumlara uzun süre maruz kalmaya devam ederse depresyon, anksiyete, intihar eğilimi gibi ciddi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Kronik stresin sürmesine yol açan koşullar iyileştirilmediğinde zamanla kişinin beden sağlığının bozulması ve kronik hastalıklara yakalanma açısından ciddi risk altında kalabilir. 

Bu nedenle intihar vakaları araştırılırken tarafsız ve objektif bir bakış açısı şarttır. Olayın üzeri kapatılmamalı, kişisel hatalara indirgenmemeli. Kurumsal, sosyal ve psikolojik etkenler derinlemesine incelenmelidir. Ancak bu şekilde gerçek kök nedenlere ulaşılabilir.

Bir diğer önemli nokta da psikolojik destek mekanizmalarıdır. Sadece kriz anında değil, önleyici bir anlayışla sistem kurgulanmalı. Düzenli psikolojik taramalar, gizli danışma hatları, akran destek programları ve bağımsız merkezler bu mekanizmanın parçaları olmalıdır.

Unutulmamalı ki; destek almak bir zayıflık değil, yaşamı korumanın en güçlü yoludur.

Mobbing ile Mücadele Derneği olarak Çözüm Önerilerimiz…

Polislerimiz için yapılabilecekler bellidir. Küçük ama kararlı adımlarla büyük farklar yaratılabilir:

Sorunu kabul etmek.

Mobbing ve intihar gerçeğini görmezden gelmek çözümü engeller.

Bağımsız psikolojik destek merkezleri kurmak .

Gizlilik esasına dayalı, güvenilir danışma merkezleri kurulmalı. Polis, çekinmeden destek alabilmeli.

İşe alımda etkin ve etkili bir biçimde psikolojik değerlendirme yapmak.

Adayların ruhsal dayanıklılıkları ölçülmeli. Kişilik testleri, öfke kontrolü, empati düzeyi ve stresle başa çıkma becerileri hakkında önemli ipuçları verir. Böylece hem mobbing eğilimli kişilerin sisteme girişi engellenir hem de adayların ileride yaşayabileceği riskler erkenden fark edilir.

Liyakat ve adalet.

Terfi ve görev dağılımı şeffaf olmalı. Keyfi uygulamalar ve torpil, mobbingin zeminini besler.

Yöneticilik ve iletişim eğitimi.

Amirler, mobbingi önleyici liderlik ve iletişim becerileri konusunda düzenli eğitim almalı.

İş yükü ve mesai düzenlemesi.

İnsan merkezli nöbet ve vardiya planlamaları yapılmalı. Aileyle vakit geçirme olanağı artırılmalı.

Veri toplama ve şeffaf raporlama.

İntihar ve psikolojik sorunlara dair veriler düzenli takip edilmeli, bağımsız raporlarla kamuoyu bilgilendirilmelidir.

Bu arada açık yüreklilikle ve iyi niyetle belirtmeliyiz ki: Bu kadim millet “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın…” diyerek bu günlere geldi, aynı azim, inanç ve kararlılıkla geleceğe de emin adımlarla ilerleyecektir.

Sözün burasında yöneticilere de seslenmek, hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz…

Amir; kamu hizmetlerinin sevk ve idaresinde yetkilendirilmiş kişidir. Kendisine önemli sorumluluklar yüklenmiştir.

Yetki ve sorumlulukları; kanun, tüzük ve yönetmeliklerle sınırlandırılmıştır. Amirler, kendilerine tanınan yetkileri tam ve zamanında eksiksiz olarak kullanmakla sorumludur. 

Amirler; görevlerini yaparken memurlara hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak davranır. Amirlik yetkisini kullanırken keyfi davranamaz. Bir başka ifadeyle sınırsız yetkili kişiler değillerdir. Yetki sınırları mevzuatla çizilmiştir. Bu sınırlar dâhilinde yetkilerini hakkaniyet ve eşitlik içinde kullanmak zorundadır. Bu durum vicdan ve sorumluluklarının da bir gereğidir. Amirin görev ve sorumluluklarını hak, hukuk adalet ve hakkaniyet içerisinde yerine getirmelidirler.

Her zaman dile getiriyoruz. Demokratik ve Çağdaş bir Hukuk devleti demek, “insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren devlettir. Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınır.

Demokrasi ve yönetim ; Hukuku tüm devlet organlarına egemen kılar.

Anayasa ve hukuka; üstün kurallarıyla kendini bağlı sayar. 

Şeffaftır, hesap verebilir. Yargı denetimine açıktır.

Yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa’nın bulunduğu bilincindedir.

Uzaklaştığında niteliğinin geçersiz kalacağını bilir. 

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte, idarenin işlemleri hukuka uygun olur. Hukukun üstünlüğü tüm devlet organlarına egemen kılınmıştır. Hukuk devleti yargı denetimine açıktır. İdarenin, işlem ve eylemlerinin de hukuka uygun olmasını gerektirir.

İdare; hukuk devleti ilkesine uygun olarak hareket ettiğinde, idari işlemlerin düzenlenme biçimi de bu durumdan etkilenir.

Biz yine toplumsal sorumluluğumuz gereği bir kere daha hatırlatalım da duymayanlar duysun…

Anayasa Kararı: Kamusal makamlar; psikolojik taciz oluşturan durumları tespitle yetinmemeli, bu tür davranışların oluşmaması ya da telafi edilmesi amacıyla etkili önlemleri hızla almalıdır. Kamusal makamların psikolojik taciz iddiaları karşısında hızlı davranarak gerçeği ortaya çıkarması, psikolojik tacizi ortadan kaldıracak, tekrarlamasını önleyecek tedbirleri alması ve mağdurun zararlarının giderilmesini sağlamasının bir yandan kamusal hizmetin etkin bir şekilde yürütülmesine hizmet edeceği, diğer yandan kişinin maddi ve manevi varlığının korunması bağlamındaki pozitif yükümlülüğün gereği olduğu söylenebilir.” 

Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. 

Son Söz

Mobbing kader değildir. Kolluk gücü güçlüdür, güçsüzleşmez, Mobbinge Boyun Eğmez. Doğru adımlar, adaletli yönetim, güçlü destek sistemleri ve toplumun değer vermesiyle bu sorun çözülebilir.

“Polis Yalnız Değil, Toplum Yanında.”

“Mobbingsiz Polis, Daha Güvenli Toplum.”

“Polisin Onuru, Hepimizin Onuru.”

“Toplumun Gücü, Adalete İnançtır.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turk360.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.