Süper Lig’in 7. haftasında sahasında Gençlerbirliği ile 1-1 berabere kalan Kayserispor, oyun üstünlüğünü skora yansıtamamanın sancısını yaşıyor. Peki bu maç bize neyi gösterdi?
Kayserispor gerçekten üstün müydü? Evet, yüzde 72 topa sahip oldu, 22 şut çekti, rakibine oyun kurma şansı vermedi. Ama sonuç? Sadece bir gol. Futbolun doğrusu değişmez: Rakip ceza sahasında ne kadar kalırsanız kalın, topu filelerle buluşturamıyorsanız üstünlük sadece kâğıt üzerinde kalır.
Peki ya rakip? Gençlerbirliği 25. dakikada tek isabetli şutunu çekti ve golünü buldu. İkinci yarıda 9 kişi kaldılar ama yine de sahadan 1 puanla ayrıldılar. Kayserispor, böylesine eksik kalan bir rakip karşısında skoru çeviremediyse, bu tabloyu nasıl açıklayacağız?
Teknik direktör Markus Gisdol’un sözlerini hatırlayalım: “Normalde böyle bir maç 4-0 biter.” Peki gerçekten öyle mi? Normalde bu istatistiklerle 4-0 kazanılır, ama futbolda “normal” diye bir şey var mı? Futbolun doğası anormallikler üzerine kurulu değil mi? Sahada bitiricilik yoksa, hiçbir istatistik sizi kurtarmaz.
Başkan Nurettin Açıkalın’ın açıklamalarına gelelim… “Herhangi bir istifa düşüncem yok” diyor. Taraftarların tepkisini doğal buluyor. Ama asıl soru şu: Taraftarın tepkisini anlamak yeterli mi? Yönetim, sahada kaçan fırsatların sorumluluğunu kime yükleyecek? Oyunculara mı, teknik heyete mi, yoksa şansa mı? Açıkalın’ın sözlerinde mücadeleyi övmek var ama eksikleri masaya yatırmak yok. Oysa taraftarın görmek istediği şey tam da bu: gerçeklerin kabul edilmesi.
Şimdi önümüzde Trabzonspor deplasmanı var. Peki Kayserispor, rakip 9 kişi kaldığında bile kazanamıyorsa, Trabzon gibi güçlü bir deplasmanda ne yapacak? Yine pozisyonlara girip son vuruşlarda tökezleyecek mi, yoksa futbolun en temel kuralını hatırlayıp skoru belirleyecek mi?
Futbolun doğruları değişmez: Sahada daha çok koşmak, daha çok pas yapmak, daha çok şut çekmek size zaferi garanti etmez. Önemli olan tek şey vardır: Skoru lehine çevirmek. Bugün Kayserispor bunu yapamadı.
Ve en vurucu soruyu sona bırakalım: Kayserispor, futbolun en basit ama en acımasız kuralını ne zaman öğrenecek – “topu kaleye gönderemiyorsan, sahada üstünlük sadece bir hayalden ibarettir”