Geçenlerde Mobbing ile Mücadele Derneği olarak PTT’ye kapanan KEP hesabımızı yeniden açtırmak için başvurduk. KEP hesabını açtırmak için daha önce de belgeleri vermiş hesabı açtırmıştık. Şimdi yeniden niye açtırmamız gerektiğini anlayamadık. Meğer KEP hesabını yeniden açtırmak Ay’a roket göndermekten daha zor bir işmiş!
“Devlette olan Belgeler vatandaştan değil, devletten istenmeli.”
Bizden istenen liste bir hayli kabarık: Dernek tüzüğü, dernek vergi numarası, dernek kütük numarası, ticari bir iş yapmayan derneğimiz için Ticaret Bakanlığından Mersis numarası, yönetim kurulu kararı, imza sirküsü, KEP talep dilekçesi…
Yahu sevgili PTT, bunlar zaten devletin elinde var olan belgeler! Hani “vatandaştan belge istemeyin” diye Başbakanlık Genelgesi vardı hatırlar mısınız Sayın Ömer Dinçer zamanında ? Yoksa o genelgeyi de kargoya verdiniz de hâlâ gelmedi mi? Elinize ulaşmadı mı? Yolda mı?
Biz sivil toplum kuruluşuyuz. İnsan hakları için çalışıyoruz. Ticaret Bakanlığı’nca ticaret yapan şirket ve kurumlara zorunlu olan “MERSİS numarası” bile bizden isteniyor. Derneklerin böyle bir kaydı yok ki! Bu durum hem mantıksız hem de ciddi bir kaynak israfı.
Dünyanın uzay istasyonları kurduğu, gelişmiş ülkelerin “mobil devlet” aşamasına geçtiği günümüzde, biz hâlâ aynı evrakları tekrar tekrar talep edip duruyoruz. Yapay zekânın iş süreçlerini kolaylaştırdığı bir çağda, vatandaştan belge istemek bu ülkeye yakışmıyor.
Kusur Vatandaşa Yüklenmemeli
KEP hesabını yeniden açmak için istenen belgeler, sanki bizim bir kusurumuz varmış da biz hatalıymışız gibi bizden isteniyor.
Vatandaşa kendini, adam yerine konmayan aldatılmış kişi olarak hissettiriyorsunuz. Oysa devlet-vatandaş ilişkisinde asıl ilke şudur:
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”
Devlet kurumları arasındaki iletişim eksikliğinin bedeli vatandaşa ödetilmemelidir.
Çağrı Merkezinin Sihirli Sessizliği “Çağrı Merkezinde Sessizlik Altın!”
Peki, siz hiç çağrı merkezine ulaşmayı denediniz mi? 444 6 313 numarası, PTT’nin çağrı merkezi / müşteri hizmetleri hattını arıyorsunuz. Karşınızda Amerikan aksanıyla Türkçe konuşan bayan bir çalışan. Sanki “Sizin de işiniz gücünüz yok Ne diye beni arıyorsunuz bu kadar işin arasında” diyen bir ses tonu… Siz telefonda karşı taraf beni dinliyor diye konuşuyorsunuz, ama karşı tarafta hat çoktan kesilmiş. Kendi kendinize konuşuyorsunuz. Hani çocukken teneke kutuları ip ile birbirine bağlayıp telefonculuk oynardık ya, işte o sistem bundan daha güvenilir!
“Kargo Gelmedi, Gelmiş Gibi Davrandı!”
“Posta Taşımak Tamam da Vatandaşı Taşımak Neden?”
Kargo hizmeti ise başlı başına bir mizah konusu. Hanım evde, kapıda kargo bekliyor… Ama cep telefonuna gelen mesaj şu: “Adresinize geldik, evde yoktunuz.”
Bravo! Görmeden yok yazmakta dünya markası olabiliriz. Sonrası mı? Buyurun, kilometrelerce uzaktaki şubeye! Ayda üç dört kere taksi parası verip kendi kargonuzu almak…
İşte buna modern hizmet anlayışı deniyor herhalde.
Liyakat Nerede, Ahbap-Çavuş Burada “Torpil Var, Liyakat Yok!”
Bir de PTT çalışanlarının siyası torpille işe alındığı konuşuluyor. Çok sayıda şikayet duyuyorum. Ahbap-çavuş ilişkileriyle dolu bir kurumda hizmet kalitesi aramak, çölde deniz beklemek gibi. Liyakat yoksa hizmet de yoktur. Varsa yoksa “bizim çocuk işe girdi” cümlesi.
Çözüm Ne?
Artık bu kısır döngüyü kırmak şart.
E-Devlet Entegrasyonu: Kurumlar birbirinden belge istemek yerine, verileri imzaladıkları karşılıklı protokollerle K.V.K.K. kapsamında doğrudan paylaşmalı.
Doğrulama Esası: Belgeler, vatandaş yerine e-devlet üzerinden elektronik ortamdan doğrulanmalı.
STK Kolaylığı: Dernek ve vakıflara ticaret yapmadıkları sürece, ticari kurum muamelesi yapılmamalı.
Denetim: Gereksiz belge talep eden kurumlar denetlenmeli. Caydırıcı yaptırımlar getirilmeli
Dijital Ombudsmanlık: Vatandaşın şikâyetleri için hızlı bir sistem kurulmalı.
Çağrı merkezi gerçekten çağrıya cevap vermeli.
Kargo kapıya gelmeli, vatandaşı kapıya sürüklememeli.
Liyakat, torpilin pabucunu dama atmalı.
Son Söz
“Vatandaşa Külfet Değil, Devlete Güven Yakışır!”
“Devlet Vatandaşını Yormaz!”
“Gereksiz Belge = Kaynak ve zaman İsrafıdır!”
Uydularla haberleşilen, uzayda istasyon kuran ülkelerin olduğu bir dünyada, biz hâlâ bir KEP hesabını açmak için kâğıt koşturuyor, dakikalarca çağrı merkezi çalışanının keyfini bekliyor, kargoyu almak için bir o kadar da taksi parası veriyoruz.
“21. Yüzyılda Bürokrasi Değil, Teknoloji Konuşmalı!”
“Belgeler Devlette olmalı, paylaşılmalı; Vatandaşa Yük Değil!”
Bu tabloyu görünce yöneticilere sormadan edemiyorum:
Teknolojinin hızla yol aldığı günümüz dünyasında PTT; gerçekten hizmet mi veriyor, yoksa vatandaşa sabır testi mi yapıyor?
Anlamak mümkün değil…
