Türk360 Haber
İlhan İŞMAN
Köşe Yazarı
İlhan İŞMAN
 

Türkçenin Kalite Standardı: Şener Mete ve “Türkçe’ye adanmış bir Ömür”

Bazı başarılar vardır; alkışla değil, standartla ölçülür. Çünkü alkış anlıktır, hizmet ise kalıcıdır. Dil dediğimiz şey de tam olarak böyle bir alan: Herkes konuşur, herkes yazar; ama çok azı, toplumsal iletişimin “kalite güvencesi” olur. Türk Dil Kurumu’nun 2025 yılı için açıkladığı “Türk Diline Hizmet Ödülü”nün Başspiker Şener Mete’ye verilmesi, bu yüzden sadece bir ödül haberi değil; Türkçenin kamusal alandaki doğru, anlaşılır ve estetik kullanımına dair net bir kurumsal mesajdır.  Önce çıtayı koyalım: TDK’nın basın bildirisinde Şener Mete’nin ödüle gerekçesi, “dili estetik ve duru bir anlatımla topluma aktaran çalışmaları” olarak ifade ediliyor.  Bu cümle, kulağa zarif gelen bir övgü olmanın ötesinde, aslında bir performans değerlendirme metni gibi: “Estetik + duruluk + toplumsal aktarım.” Yani hem içerik kalitesi hem de yaygın etki anlamına geliyor. Bugünün iletişim ekosisteminde bu ikisini aynı anda yönetmek, öyle rastgele oluşan bir “kişisel beceri” değil; disiplinli bir meslek pratiği, bir çeşit dil yönetişimidir. Şener Mete’nin TDK’nın 2024’te düzenlediği “Konuşma Dili Olarak Türkçe Çalıştayı”nda açış konuşmalarını TDK Başkanı Prof. Dr. Osman Mert ile birlikte Başspiker Şener Mete’nin yapmış olması, onu yalnızca sahada uygulayan değil, aynı zamanda kurumlar arası zeminde dil bilincini tartışan ve taşıyan bir paydaş olarak konumlandırıyor.  Bir de işin yazı tarafı var. Şener Mete, Turk360.tr’de köşe yazarlığı yapıyor; “SÖZ” başlıklı yazısında Yunus Emre’den yola çıkarak sözün zamanını, ölçüsünü, etkisini; yani bir anlamda “iletişim risk yönetimi”ni anlatıyor.  Burada kıymetli olan şu: Dil, onun metinlerinde bir “süs” değil; bir sorumluluk alanı. Kurumsal dünyada çok sevdiğimiz ifadeyle söyleyelim: Söz, bir çıktı değil; bir süreçtir. Hazırlanır, pişer, hedef kitleye uygunlanır. Ve evet—yanlış yönetilirse, itibarı da yakar, ilişkileri de. Kamuoyunda zaman zaman “üstün hizmet” ifadesi daha genel bir şemsiye gibi kullanılsa da, TDK tarihçesinde “Türk Diline Üstün Hizmet Ödülü” başlığının özellikle 2017’deki 8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı bağlamında geçtiğini görüyoruz.  Şener Mete için 2025’te duyurulan resmî ödül adı ise TDK metninde “Türk Diline Hizmet Ödülü” şeklinde yer alıyor. Bu ayrım bir detay gibi durabilir; ama dil hassasiyetinin konuşulduğu yerde detaylar, bizzat meselenin kendisidir. Türkçe, sadece edebiyatın ya da akademinin konusu değildir; aynı zamanda devletin, medyanın, eğitimin, hatta ekonominin operasyonel dilidir. Operasyonel dil bozulduğunda süreçler bozulur: yanlış anlaşılır, gerilim artar, güven düşer, verim kaybı başlar. Dil doğru çalıştığında ise—fark edilmeden—sistem rahatlar. İşte “iyi spikerlik” dediğimiz şey, çoğu zaman bu görünmez rahatlamayı üretmektir: kelimeyi yerli yerine koymak, vurguyu doğru kurmak, anlamı taşırmadan aktarmaktır. Türkçe meselesi, belli günlerde hatırlanan nostaljik bir başlık değil; kurumların ajandasına giren, planlanan, duyurulan, yönetilen bir program. Şener Mete’nin bu programda ödül alan isimlerden biri olarak görünmesi, “kişisel kariyer”den daha geniş bir şeye işaret ediyor: doğru Türkçe kullanımının, kamu yararı üreten bir kalite standardı olarak sahiplenilmesine. Tanımaktan onur duyduğum Şener Mete’nin bu başarısı, sadece “iyi konuşmak” değil; hiç kuşku yok ki; iyi Türkçe ile kamuya hizmet etmek anlamını taşıyor.  Bu, kısa vadeli popülerlik hedeflerinin değil, uzun vadeli itibarin ve güvenin işi. Bugün her şeyin çok hızlandığı ve hızla tüketildiği bir çağda, dilin yavaşlığını—yani ölçüsünü, tartısını, nezaketini—koruyabilmek gerçek bir profesyonelliktir. TDK’nın “Türk Diline Hizmet Ödülü” tercihi de bunu teyit ediyor: Sürdürülebilir etki, tutarlılık, dil bilinci ve toplumsal fayda.  Bazı insanlar konuşur; bazıları anlatır; çok azı ise bir topluma konuşmanın standardını öğretir. Şener Mete’nin işi tam olarak bu standardı görünür kılmak.  Bu yüzden ödül, bir kişiye verilmiş gibi dursa da, aslında hepimize yapılmış bir güzel hatırlatma: Türkçe, “kendiliğinden” iyi kalmaz. Emek ister, dikkat ister, disiplin ister. Ve bu disiplinin adı—çok yerinde bir ifadeyle—hizmettir. Canım abim gururumuzsun. İyi ki varsın.
Ekleme Tarihi: 16 Aralık 2025 -Salı
İlhan İŞMAN

Türkçenin Kalite Standardı: Şener Mete ve “Türkçe’ye adanmış bir Ömür”

Bazı başarılar vardır; alkışla değil, standartla ölçülür. Çünkü alkış anlıktır, hizmet ise kalıcıdır. Dil dediğimiz şey de tam olarak böyle bir alan: Herkes konuşur, herkes yazar; ama çok azı, toplumsal iletişimin “kalite güvencesi” olur.

Türk Dil Kurumu’nun 2025 yılı için açıkladığı “Türk Diline Hizmet Ödülü”nün Başspiker Şener Mete’ye verilmesi, bu yüzden sadece bir ödül haberi değil; Türkçenin kamusal alandaki doğru, anlaşılır ve estetik kullanımına dair net bir kurumsal mesajdır. 

Önce çıtayı koyalım: TDK’nın basın bildirisinde Şener Mete’nin ödüle gerekçesi, “dili estetik ve duru bir anlatımla topluma aktaran çalışmaları” olarak ifade ediliyor. 

Bu cümle, kulağa zarif gelen bir övgü olmanın ötesinde, aslında bir performans değerlendirme metni gibi: “Estetik + duruluk + toplumsal aktarım.” Yani hem içerik kalitesi hem de yaygın etki anlamına geliyor. Bugünün iletişim ekosisteminde bu ikisini aynı anda yönetmek, öyle rastgele oluşan bir “kişisel beceri” değil; disiplinli bir meslek pratiği, bir çeşit dil yönetişimidir.

Şener Mete’nin TDK’nın 2024’te düzenlediği “Konuşma Dili Olarak Türkçe Çalıştayı”nda açış konuşmalarını TDK Başkanı Prof. Dr. Osman Mert ile birlikte Başspiker Şener Mete’nin yapmış olması, onu yalnızca sahada uygulayan değil, aynı zamanda kurumlar arası zeminde dil bilincini tartışan ve taşıyan bir paydaş olarak konumlandırıyor. 

Bir de işin yazı tarafı var. Şener Mete, Turk360.tr’de köşe yazarlığı yapıyor; “SÖZ” başlıklı yazısında Yunus Emre’den yola çıkarak sözün zamanını, ölçüsünü, etkisini; yani bir anlamda “iletişim risk yönetimi”ni anlatıyor. 

Burada kıymetli olan şu: Dil, onun metinlerinde bir “süs” değil; bir sorumluluk alanı. Kurumsal dünyada çok sevdiğimiz ifadeyle söyleyelim: Söz, bir çıktı değil; bir süreçtir. Hazırlanır, pişer, hedef kitleye uygunlanır. Ve evet—yanlış yönetilirse, itibarı da yakar, ilişkileri de.

Kamuoyunda zaman zaman “üstün hizmet” ifadesi daha genel bir şemsiye gibi kullanılsa da, TDK tarihçesinde “Türk Diline Üstün Hizmet Ödülü” başlığının özellikle 2017’deki 8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı bağlamında geçtiğini görüyoruz. 

Şener Mete için 2025’te duyurulan resmî ödül adı ise TDK metninde “Türk Diline Hizmet Ödülü” şeklinde yer alıyor. Bu ayrım bir detay gibi durabilir; ama dil hassasiyetinin konuşulduğu yerde detaylar, bizzat meselenin kendisidir.

Türkçe, sadece edebiyatın ya da akademinin konusu değildir; aynı zamanda devletin, medyanın, eğitimin, hatta ekonominin operasyonel dilidir. Operasyonel dil bozulduğunda süreçler bozulur: yanlış anlaşılır, gerilim artar, güven düşer, verim kaybı başlar. Dil doğru çalıştığında ise—fark edilmeden—sistem rahatlar. İşte “iyi spikerlik” dediğimiz şey, çoğu zaman bu görünmez rahatlamayı üretmektir: kelimeyi yerli yerine koymak, vurguyu doğru kurmak, anlamı taşırmadan aktarmaktır.

Türkçe meselesi, belli günlerde hatırlanan nostaljik bir başlık değil; kurumların ajandasına giren, planlanan, duyurulan, yönetilen bir program. Şener Mete’nin bu programda ödül alan isimlerden biri olarak görünmesi, “kişisel kariyer”den daha geniş bir şeye işaret ediyor: doğru Türkçe kullanımının, kamu yararı üreten bir kalite standardı olarak sahiplenilmesine.

Tanımaktan onur duyduğum Şener Mete’nin bu başarısı, sadece “iyi konuşmak” değil; hiç kuşku yok ki; iyi Türkçe ile kamuya hizmet etmek anlamını taşıyor. 

Bu, kısa vadeli popülerlik hedeflerinin değil, uzun vadeli itibarin ve güvenin işi. Bugün her şeyin çok hızlandığı ve hızla tüketildiği bir çağda, dilin yavaşlığını—yani ölçüsünü, tartısını, nezaketini—koruyabilmek gerçek bir profesyonelliktir. TDK’nın “Türk Diline Hizmet Ödülü” tercihi de bunu teyit ediyor: Sürdürülebilir etki, tutarlılık, dil bilinci ve toplumsal fayda. 

Bazı insanlar konuşur; bazıları anlatır; çok azı ise bir topluma konuşmanın standardını öğretir. Şener Mete’nin işi tam olarak bu standardı görünür kılmak. 

Bu yüzden ödül, bir kişiye verilmiş gibi dursa da, aslında hepimize yapılmış bir güzel hatırlatma: Türkçe, “kendiliğinden” iyi kalmaz. Emek ister, dikkat ister, disiplin ister. Ve bu disiplinin adı—çok yerinde bir ifadeyle—hizmettir.

Canım abim gururumuzsun. İyi ki varsın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turk360.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sadum
(16.12.2025 20:47 - #201)
Kaleminize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turk360.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.